Çocuklarımızın, eşimizin ya da bir başkasının zeki olduğunu görürüz. Aynı zamanda da tüm kapasitesini kullanmadığını biliriz. Biraz gayret etse, diye düşünürüz. Yukarıdaki ilk şekilde görüldüğü gibi, kapasitemiz olduğu halde, yetenek ve becerilerimizi üst sınıra kadar kullanmayız. Algı ve yorum sistemimiz kapasitemizin ne kadar kullanılacağına karar verir. Sınava giren bir öğrencinin öksürük sesinden etkilenip, bildiklerini unutması mümkün olabildiği gibi, bir başka öğrencinin zihnine olumsuz düşüncelerin gelmesi de yorum sistemini ve buna bağlı olarak başarılarını etkileyebilir. İlk şekilde görüldüğü gibi A-B-C-D kişileri algı sistemlerinden farklı etkilendikleri için kapasitelerini tavana kadar kullanamıyorlar. Zeki ama… İstese yapar… diyoruz çünkü biz kapasiteleri olduğunu biliyoruz. Bu durumda gerçekten yapabileceğimiz bir şey var mı? Çocuğumun kapasitesini en yüksek oranda kullanmasını, yaşadığı sorunları en aza indirmeyi ve hatta algısının iyi olmasını sağlayabilir miyim? Evet, kullanmamız mümkündür. Olan kapasitemi en üst seviyesine kadar kullanabilmem için algı ve zihin geliştirme yöntemleri üzerinde yıllardır çalışılmıştır. Geliştirilen ilk tekniklerden biri olan Berard AIT 1960 yıllarında inşa edilmiş olup, işitsel olarak algıladıklarımızın keskinleştiğini uzun yıllar boyunca verilen, uygulama sonuçlarına dayalı raporlarıyla kanıtlamıştır. İkinci şekilde, algı azlığı ya da bozukluğu nedeniyle kullanılamayan kapasitenin Berard AIT uygulamalarından sonra kullanılabilir hale gelmesi görülmektedir. Berard AIT Metodundan ne kadar yararlanabiliriz? Bu sorunun cevabı da burada açık olarak görülüyor. Yararlanma derecesi Berard AIT öncesi kapasitenin hangi oranda kullanıldığına bağlıdır. Diyelim ki B ve C durumunda ki kardeş Berard AIT öncesi kapasitelerini şekildeki gibi kullanıyorsa, işitsel algılarının yükselmesi de kalan boşluk oranında olacaktır. Bu nedenle kişinin önceden ne kadar yararlanacağını bilemiyoruz. BerardAIT’nin, kişinin kapasitesini sonuna kadar kullanabilme olanağını sağladığını biliyoruz.